Yüce Allah Kitab-ı Kerim'inin pekçok
yerinde ağır birtakım şartlara bağlı olarak şefaatin sabit olduğunu
belirtmiştir. Şefaatin yalnızca kendisinin elinde olduğunu, hiç kimsenin bu
konuda herhangi bir pay sahibi olmadığını bize bildirmiştir.
Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:
"De ki: Bütün
şefaat Allah'ındır." (ez-Zümer,
39/44)
Ne zaman olacağına gelince, yüce Allah
bize şefaatin ancak onun izni ile yapılabileceğini haber vermiştir. Nitekim
şöyle buyurmaktadır:
"Onun izni
olmaksızın nezdinde kim şefaat edebilir?" (el-Bakara, 2/255)
"Onun izni
olmadıkça hiçbir kimse şefaatçi olamaz." (Yunus, 10/3)
"Göklerde nice
melek vardır ki, Allah'ın dileyip razı olduğu kimseye izin vermedikçe şefaatleri
hiçbir fayda vermez." (en-Necm,
53/26)
"Onun nezdinde şefaat kendisine izin
verdiklerinden başkasına fayda vermez." (Sebe’,
34/23)
Kimlerin şefaat edeceğine gelince, yüce
Allah bizlere şefaatin ancak onun izin vermesinden sonra gerçekleşeceğini haber
verdiği gibi; bu hususta ancak kendisinden hoşnut olduğu hayırlı dostlarına izin
vereceğini de haber vermiştir.
Nitekim yüce Allah şöyle buyurmaktadır:
"Rahman’ın izin
verdiği kimse(ler)den başkaları konuşmazlar ve (konuşanlarda) doğru
söylerler." (en-Nebe, 78/38)
"Rahman yanında ahd almış olanlardan
başkası şefaat yetkisine sahib olmayacaktır." (Meryem,
19/87)
Şefaatin kimlere yapılacağına gelince,
yüce Allah bizlere ancak kendisinin razı olacağı kimselere şefaat edilmesine
izin vereceğini haber vermiştir.
Nitekim yüce Allah şöyle buyurmaktadır:
"Onun razı
olduğu kimselerden başkasına şefaat etmezler." (el-Enbiya, 21/28)
"O günde Rahman’ın izin vereceği ve
sözünden razı olacağı kimseninki müstesna, şefaatin hiçbir faydası
olmayacaktır." (Taha, 20/109)
Yüce Allah ancak tevhid ve ihlas
ehlinden razı olur. Onların dışındakiler hakkında ise O şöyle buyurmaktadır:
"Zalimlerin ne candan bir dostu, ne
de şefaati kabul edilir bir şefaatçisi olacaktır." (el-Mu'min, 40/18)
Yüce Allah bunların şöyle diyeceklerini
bize nakletmektedir:
"Artık bize şefaat edecek bir kimse
de yoktur. Candan bir dostumuz da yok." (eş-Şuara,
26/100-101)
Yine bunlar hakkında yüce Allah şöyle
buyurmaktadır:
"Artık şefaat edenlerin şefaati
onlara fayda vermez." (el-Müddessir,
74/48)
Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem,
bizlere kendisine şefaat verildiğini haber vermiştir. Yine onun bize verdiği
habere göre o gidip Arşın altında secdeye kapanacak, Rabbine kendisine
öğreteceği öğücü sözlerle hamd-u senada bulunacak. Kendisine:
"Başını kaldır!
Söyle! Sözün dinlenecek, dile isteğin verilecek, şefaat et şefaatin kabul
edilecek." denilmedikçe şefaat etmeye başlamayacaktır. Daha sonra
bizlere tevhid ehlinden olup, bütün günahkârlar hakkında toptan şefaatte
bulunmayacağını haber vermiş ve:
"Bana bir sınır
çizilecek, ben de o (sınır içerisinde kalan)ları cennete
girdireceğim." diye buyurmaktadır. Daha sonra geri dönecek, aynı
şekilde tekrar secde edecek, yine ona bir sınır daha çizilecek ve şefaat ile
ilgili hadisin sonuna kadar belirtilen hususlar cereyan edecek.
Ebu Hureyre Radıyallahu anh Peygamber
efendimize:
“Şefaatinle insanlar
arasında en çok bahtiyar olacak kişi kimdir” diye sormuş, o da şöyle
buyurmuştur:
"Kalbinden ihlasla la ilahe illallah diyen kimsedir."