MESED SURESİ. 2
Surenin İsmi: 2
Önceki Sureyle İlişkisi: 2
Surenin Muhtevası: 2
Nüzul Sebebi: 2
Ebu Leheb Ve Karısının Cezası: 2
Belagat: 2
Kelime ve ibareler: 3
Açıklaması: 3
Ayetlerden Çıkan Hüküm Ve Hikmetler: 4
MESED SURESİ
Ebu Leheb Ve Karısının Cezası:
1- Ebu Leheb'in iki eli kurusun! Kurudu da.
2- Ona ne malı, ne kazandığı fayda verdi.
4- Karısı da. Odun hamalı olarak!
5- Boynunda bükülmüş bir ip de olduğu halde.
Açıklaması:
"Ebu Leheb'in iki eli kurusun! Kurudu da." İki eli helak olsun, hüsranda olsun, batsın, cümlesinden mecazdır. Bu da ona helak ve hüsran için bedduadır. Sonra da: "Kurudu da." dedi. Yani, helaki gerçekten meydana geldi. Allah'tan ona ait bir haberdir bu. Dünya ve ahiretini kaybetmiştir. Ebu Leheb, Peygamber (s.a.)'in amcasıdır. İsmi: Abdüluzza b. Abdülmutta-lib'tir. Rasulullah (s.a.)'a ve dinine çok eziyet ediyor, kin ve küçümseme besliyordu.
Sonra Allah Tealâ Ebu Leheb'in halini haber verdi:
"Ona ne malı, ne kazandığı fayda verdi." Kıyamet günü, topladığı malı elde ettiği kârları, şöhreti ve çocukları onu koruyamaz. Bunlar onu, Rasulullah (s.a.)'a şiddetli düşmanlığı ve insanları iman yolundan alıkoyması nedeni ile gelecek helaki Allah'ın inecek olan azabını defetmede işe yaramazlar. Çünkü o, Peygamber (s.a.)'in ardından gezer, bir şey söyleyince yalanlardı.
İmam Ahmed, Beni'd-Deyl'den Rabia b. Abbad'dan rivayet etti. Rasu-lullah'ı (s.a.) cahiliyede Zi'1-Mecaz çarşısında gördüm. "Ey İnsanlar! Lâilâ-he illallah deyin kurtulun." diyordu. İnsanlar etrafına toplanmışlardı. Arkasında şaşı ve saçı iki örgülü bir adam vardı. İnanmayın, o sapmış bir yalancıdır, diyordu. Gittiği yerde onu izliyordu. Kim olduğunu sordum. Bu amcası Ebu Leheb'tir, dediler.
Mal ile kazanç arasında ise şu fark vardır: Mal sermaye, kazanç da kârdır.
Sonra da Allah Tealâ gelecekteki cezasını zikretti:
"Alevli bir ateşe girecek o." Yakılıp tutuşturulmuş alevli cehennem ateşinin hararetini tadacaktır. Veya, cildini yakacak olan cehennem ateşinin alevlerinde azap edilecektir. Ebu Hayyan şöyle diyor: Ayetteki "sin" istikbal içindir. Zaman geçecek olsa bile, tahakkuku muhakkaktır. Bu kesin bir tehdittir.[1]
"Karısı da. Odun hamalı olarak!" Karısı da tutuşmuş ateşe girecektir O Ümmü Cemil Erva b. Harb'tir. Ebu Süfyan'ın kardeşidir. Dikenleri toplayıp gece vakti Peygamber (s.a.)'in yoluna serpiştiriyordu. Şöyle de denilmiştir: Bu onun gerçek dışı sözleri yayması, laf getirip götürmesindendir. Bu gibi insanlar için "Aralarında odun taşıyan." deyimi kullanılırdı. Yani. aralarında ateş tutuşturuyor, belâ çıkarıyor. Çoğunluğun görüşü budur.
Ebu Hayyan: Zahir olan ise odunlar koymasındandır. Peygamber (s.a.) ve ashabının yoluna onlara eziyet etmek için dikenli odun taşıyordu. Bu nedenle kınanıp odun hamalı olarak anılmıştır.
"Boynunda bükülmüş bir ip de olduğu halde." Boynunda ateş lifinden bükülmüş ip olduğu halde, Allah onu cehennem ateşi ile azapta olduğu halde tasvir ederken, dünyada nemime halinde iken veya diken demetini taşıyıp boynuna bağladığı sonra da Peygamber (s.a.)'in yoluna attığını tasvir etmektedir. Zira her mücrim, cürmündeki haline benzer bir azap ile cezalandırılır. Allah Tealâ onu tahkir için, ona ve eşine eziyet olsun diye basit bir odun hamalı olarak tasvir etti.
Ümmü Cemil bu sureyi duyunca Ebu Bekire geldi. Mescidde Rasulul-lah (s.a.) ile beraberdi. Elinde bir taşla: Bana gelen habere göre arkadaşın bana sataşmış, onu şöyle edeceğim, böyle edeceğim, dedi. Allah Tealâ ona Rasulullah'ı (s.a.) göstermedi. Rivayet edildiğine göre Ebu Bekir ona: Benimle kimseyi görüyor musun? dedi. O da: Alay mı ediyorsun, senden başkasını görmüyorum, dedi.[2]
Zahir olan birinci manadır. Said b. Müseyyeb diyor ki: Ümmü Cemil'in kıymetli bir gerdanlığı vardı. Lat ve Uzza'ya yemin ederim ki bunu Mu-hammed'in düşmanlığı uğruna harcayacağım, dedi. Allah boynuna ateşten bir ip koydu. [3]
--------------------------------------------------------------------------------
[1] el-Bahru'l-Muhit, VIII/526.
[2] el-Bahru'l-Muhit, VIII/526 vd.; İbni Kesir, IV/564 vd.
[3] Vehbe Zuhayli, Tefsiru’l-Münir, Risale Yayınları: 15/668-669.
Surenin İsmi: 2
Önceki Sureyle İlişkisi: 2
Surenin Muhtevası: 2
Nüzul Sebebi: 2
Ebu Leheb Ve Karısının Cezası: 2
Belagat: 2
Kelime ve ibareler: 3
Açıklaması: 3
Ayetlerden Çıkan Hüküm Ve Hikmetler: 4
MESED SURESİ
Ebu Leheb Ve Karısının Cezası:
1- Ebu Leheb'in iki eli kurusun! Kurudu da.
2- Ona ne malı, ne kazandığı fayda verdi.
4- Karısı da. Odun hamalı olarak!
5- Boynunda bükülmüş bir ip de olduğu halde.
Açıklaması:
"Ebu Leheb'in iki eli kurusun! Kurudu da." İki eli helak olsun, hüsranda olsun, batsın, cümlesinden mecazdır. Bu da ona helak ve hüsran için bedduadır. Sonra da: "Kurudu da." dedi. Yani, helaki gerçekten meydana geldi. Allah'tan ona ait bir haberdir bu. Dünya ve ahiretini kaybetmiştir. Ebu Leheb, Peygamber (s.a.)'in amcasıdır. İsmi: Abdüluzza b. Abdülmutta-lib'tir. Rasulullah (s.a.)'a ve dinine çok eziyet ediyor, kin ve küçümseme besliyordu.
Sonra Allah Tealâ Ebu Leheb'in halini haber verdi:
"Ona ne malı, ne kazandığı fayda verdi." Kıyamet günü, topladığı malı elde ettiği kârları, şöhreti ve çocukları onu koruyamaz. Bunlar onu, Rasulullah (s.a.)'a şiddetli düşmanlığı ve insanları iman yolundan alıkoyması nedeni ile gelecek helaki Allah'ın inecek olan azabını defetmede işe yaramazlar. Çünkü o, Peygamber (s.a.)'in ardından gezer, bir şey söyleyince yalanlardı.
İmam Ahmed, Beni'd-Deyl'den Rabia b. Abbad'dan rivayet etti. Rasu-lullah'ı (s.a.) cahiliyede Zi'1-Mecaz çarşısında gördüm. "Ey İnsanlar! Lâilâ-he illallah deyin kurtulun." diyordu. İnsanlar etrafına toplanmışlardı. Arkasında şaşı ve saçı iki örgülü bir adam vardı. İnanmayın, o sapmış bir yalancıdır, diyordu. Gittiği yerde onu izliyordu. Kim olduğunu sordum. Bu amcası Ebu Leheb'tir, dediler.
Mal ile kazanç arasında ise şu fark vardır: Mal sermaye, kazanç da kârdır.
Sonra da Allah Tealâ gelecekteki cezasını zikretti:
"Alevli bir ateşe girecek o." Yakılıp tutuşturulmuş alevli cehennem ateşinin hararetini tadacaktır. Veya, cildini yakacak olan cehennem ateşinin alevlerinde azap edilecektir. Ebu Hayyan şöyle diyor: Ayetteki "sin" istikbal içindir. Zaman geçecek olsa bile, tahakkuku muhakkaktır. Bu kesin bir tehdittir.[1]
"Karısı da. Odun hamalı olarak!" Karısı da tutuşmuş ateşe girecektir O Ümmü Cemil Erva b. Harb'tir. Ebu Süfyan'ın kardeşidir. Dikenleri toplayıp gece vakti Peygamber (s.a.)'in yoluna serpiştiriyordu. Şöyle de denilmiştir: Bu onun gerçek dışı sözleri yayması, laf getirip götürmesindendir. Bu gibi insanlar için "Aralarında odun taşıyan." deyimi kullanılırdı. Yani. aralarında ateş tutuşturuyor, belâ çıkarıyor. Çoğunluğun görüşü budur.
Ebu Hayyan: Zahir olan ise odunlar koymasındandır. Peygamber (s.a.) ve ashabının yoluna onlara eziyet etmek için dikenli odun taşıyordu. Bu nedenle kınanıp odun hamalı olarak anılmıştır.
"Boynunda bükülmüş bir ip de olduğu halde." Boynunda ateş lifinden bükülmüş ip olduğu halde, Allah onu cehennem ateşi ile azapta olduğu halde tasvir ederken, dünyada nemime halinde iken veya diken demetini taşıyıp boynuna bağladığı sonra da Peygamber (s.a.)'in yoluna attığını tasvir etmektedir. Zira her mücrim, cürmündeki haline benzer bir azap ile cezalandırılır. Allah Tealâ onu tahkir için, ona ve eşine eziyet olsun diye basit bir odun hamalı olarak tasvir etti.
Ümmü Cemil bu sureyi duyunca Ebu Bekire geldi. Mescidde Rasulul-lah (s.a.) ile beraberdi. Elinde bir taşla: Bana gelen habere göre arkadaşın bana sataşmış, onu şöyle edeceğim, böyle edeceğim, dedi. Allah Tealâ ona Rasulullah'ı (s.a.) göstermedi. Rivayet edildiğine göre Ebu Bekir ona: Benimle kimseyi görüyor musun? dedi. O da: Alay mı ediyorsun, senden başkasını görmüyorum, dedi.[2]
Zahir olan birinci manadır. Said b. Müseyyeb diyor ki: Ümmü Cemil'in kıymetli bir gerdanlığı vardı. Lat ve Uzza'ya yemin ederim ki bunu Mu-hammed'in düşmanlığı uğruna harcayacağım, dedi. Allah boynuna ateşten bir ip koydu. [3]
--------------------------------------------------------------------------------
[1] el-Bahru'l-Muhit, VIII/526.
[2] el-Bahru'l-Muhit, VIII/526 vd.; İbni Kesir, IV/564 vd.
[3] Vehbe Zuhayli, Tefsiru’l-Münir, Risale Yayınları: 15/668-669.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder