NASR SURESİ. 2
Surenin İsmi: 2
Önceki Sureyle İlişkisi: 2
Nüzul Sebebi: 2
Surenin İnme Vakti: 2
Mekke'nin Fethi: 3
Belagat: 3
Kelime ve İbareler: 3
Açıklaması: 3
Ayetlerden Çıkan Hüküm Ve Hikmetler: 4
NASR SURESİ
Mekke'nin Fethi:
1- Allah'ın nusreti ve fetih gelince,
2- Sen de insanların fevc fevc Allah'ın dinine gireceklerini görünce,
3- Hemen Rabbini, hamd ile teşbih et. O'nun yarlığamasını iste. Şüphesiz ki O, tevbeleri çok kabul edendir.
Açıklaması:
"Allah'ın nusreti ve fetih gelince." Ey Muhammedi Sana düşmanlık eden Kureyş'e karşı Allah'ın nusreti, yardımı ve teyidi tahakkuk edip sen Mekke'yi fethederek galibiyeti elde edince Allah'ı teşbih et. Yani, ibadetinde ziyade için hamd ile tenzih et. Hamdetmesi nimetinin ziyadesi içindir. Nusret ancak Allah'tan olduğu halde "Allah'ın nusreti" sözünün anlamı şudur: Nusret Allah'tan başkasına lâyık değildir, onu Allah'tan başkasının vermesi düşünülemez veya ancak O'nun hikmetine uygun olur. Maksat bu nusretin yüceltilmesidir. "Allah'ın nusreti gelince" sözü mecazdır. Allah'ın nusreti meydana geldi, demektir.
İmam Ahmed, Beyhaki ve Nesai İbni Abbas'tan rivayet ettiler: "Allah'ın nusreti ve fetih gelince." ayeti indiğinde Rasulullah (s.a.): "Ölüm haberim geldi." buyurdu. O sene ruhu kabzedildi.
İbni Mace'nin dışındaki grup İbni Abbas'tan şöyle rivayet ettiler: "Fetihten sonra hicret yoktur. Ancak cihad ve bu konuda niyet vardır." Buhari ve Müslim sahihlerinde İbni Abbas'tan rivayet ettiler: Rasulullah (s.a.) fetih günü: "Fetihten sonra hicret yoktur, ancak cihad ve bu konuda niyet vardır. Cihada çağırıldığınız zaman koşun." buyurdular.
"Sen de insanların fevc fevc Allah'ın dinine gireceklerini görünce." Araplar ve diğer insanların, Allah'ın seninle göndermiş olduğu dinine grup grup cemaatler halinde girdiğini gördün. İlk başlarda fert fert müslüman olurlarken artık topluluklar halinde İslâm'a girer oldular.
"Hemen Rabbini, hamd ile teşbih et. O'nun yarlığamasını iste. Şüphesiz ki O, tevbeleri çok kabul edendir." Mekke fethedilip İslâm yayılınca, O'nun için namazla ve O'na lâyık olmayan her şeyden, sana vaadetmiş olduğu nusreti yerine getirmemesinden O'nu tenzih et. Hamd ile teşbihi bir arada yap. Zira bu nusret ve fetih, büyük lütfü ve fazlı, sana bağışladığı hayrına karşı Allah'a hamdi gerektirir.
Yine Allah'tan kendine mağfiret iste. Allah'a karşı tevazu, ilminin yetersizliğini kabul ve ümmetini eğitmek için. Müminlerden sana tabi olanlar için de, nusretin gecikmesindeki endişe ve korkularından dolayı mağfiret iste. Çünkü mağfiret dileyenlerin tevbesini kabul etmek Allah'ın şanın-dandır. Onların tevbesini kabul eder, tevbelerini kabul ile de onlara merhamet eder. O, kullarının tevbesini kabul edendir. Ta ki, hatadan sonra umut kesmesinler, dönsünler.
İmamlar Aişe (r.a.)'den rivayet ettiler (lafız Buhari'nindir): "Allah'ın nusreti ve fetih gelince." ayetinden sonra Rasulullah (s.a.) kıldığı her namazda muhakkak: "Sübhaneke Rabbena ve bihamdike. Allahümmağfirli." diyordu. Yine ondan rivayet edildi: "Rasulullah (s.a.) rüku ve secdesinde çokça: "Sübhanekellahu Rabbena ve bihamdike Allahümmağfirli." diyerek Kur"an ayetini uyguluyordu. [1]
--------------------------------------------------------------------------------
[1] Vehbe Zuhayli, Tefsiru’l-Münir, Risale Yayınları: 15/662.
Surenin İsmi: 2
Önceki Sureyle İlişkisi: 2
Nüzul Sebebi: 2
Surenin İnme Vakti: 2
Mekke'nin Fethi: 3
Belagat: 3
Kelime ve İbareler: 3
Açıklaması: 3
Ayetlerden Çıkan Hüküm Ve Hikmetler: 4
NASR SURESİ
Mekke'nin Fethi:
1- Allah'ın nusreti ve fetih gelince,
2- Sen de insanların fevc fevc Allah'ın dinine gireceklerini görünce,
3- Hemen Rabbini, hamd ile teşbih et. O'nun yarlığamasını iste. Şüphesiz ki O, tevbeleri çok kabul edendir.
Açıklaması:
"Allah'ın nusreti ve fetih gelince." Ey Muhammedi Sana düşmanlık eden Kureyş'e karşı Allah'ın nusreti, yardımı ve teyidi tahakkuk edip sen Mekke'yi fethederek galibiyeti elde edince Allah'ı teşbih et. Yani, ibadetinde ziyade için hamd ile tenzih et. Hamdetmesi nimetinin ziyadesi içindir. Nusret ancak Allah'tan olduğu halde "Allah'ın nusreti" sözünün anlamı şudur: Nusret Allah'tan başkasına lâyık değildir, onu Allah'tan başkasının vermesi düşünülemez veya ancak O'nun hikmetine uygun olur. Maksat bu nusretin yüceltilmesidir. "Allah'ın nusreti gelince" sözü mecazdır. Allah'ın nusreti meydana geldi, demektir.
İmam Ahmed, Beyhaki ve Nesai İbni Abbas'tan rivayet ettiler: "Allah'ın nusreti ve fetih gelince." ayeti indiğinde Rasulullah (s.a.): "Ölüm haberim geldi." buyurdu. O sene ruhu kabzedildi.
İbni Mace'nin dışındaki grup İbni Abbas'tan şöyle rivayet ettiler: "Fetihten sonra hicret yoktur. Ancak cihad ve bu konuda niyet vardır." Buhari ve Müslim sahihlerinde İbni Abbas'tan rivayet ettiler: Rasulullah (s.a.) fetih günü: "Fetihten sonra hicret yoktur, ancak cihad ve bu konuda niyet vardır. Cihada çağırıldığınız zaman koşun." buyurdular.
"Sen de insanların fevc fevc Allah'ın dinine gireceklerini görünce." Araplar ve diğer insanların, Allah'ın seninle göndermiş olduğu dinine grup grup cemaatler halinde girdiğini gördün. İlk başlarda fert fert müslüman olurlarken artık topluluklar halinde İslâm'a girer oldular.
"Hemen Rabbini, hamd ile teşbih et. O'nun yarlığamasını iste. Şüphesiz ki O, tevbeleri çok kabul edendir." Mekke fethedilip İslâm yayılınca, O'nun için namazla ve O'na lâyık olmayan her şeyden, sana vaadetmiş olduğu nusreti yerine getirmemesinden O'nu tenzih et. Hamd ile teşbihi bir arada yap. Zira bu nusret ve fetih, büyük lütfü ve fazlı, sana bağışladığı hayrına karşı Allah'a hamdi gerektirir.
Yine Allah'tan kendine mağfiret iste. Allah'a karşı tevazu, ilminin yetersizliğini kabul ve ümmetini eğitmek için. Müminlerden sana tabi olanlar için de, nusretin gecikmesindeki endişe ve korkularından dolayı mağfiret iste. Çünkü mağfiret dileyenlerin tevbesini kabul etmek Allah'ın şanın-dandır. Onların tevbesini kabul eder, tevbelerini kabul ile de onlara merhamet eder. O, kullarının tevbesini kabul edendir. Ta ki, hatadan sonra umut kesmesinler, dönsünler.
İmamlar Aişe (r.a.)'den rivayet ettiler (lafız Buhari'nindir): "Allah'ın nusreti ve fetih gelince." ayetinden sonra Rasulullah (s.a.) kıldığı her namazda muhakkak: "Sübhaneke Rabbena ve bihamdike. Allahümmağfirli." diyordu. Yine ondan rivayet edildi: "Rasulullah (s.a.) rüku ve secdesinde çokça: "Sübhanekellahu Rabbena ve bihamdike Allahümmağfirli." diyerek Kur"an ayetini uyguluyordu. [1]
--------------------------------------------------------------------------------
[1] Vehbe Zuhayli, Tefsiru’l-Münir, Risale Yayınları: 15/662.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder