Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:
"Ama Allah
dilemedikçe de siz dileyemezsiniz." (el-İnsan,
76/30)
"Hiçbir şey
hakkında sakın 'ben bunu mutlaka yarın yapacağım' deme. Meğer ki Allah dilemiş
ola. (İnşaallah yapacağım de.)" (el-Kehf,
18/23-24)
"Allah
dilediğini saptırır, dilediğini de dosdoğru yol üzerinde tutar." (el-En'am, 6/39)
"Eğer Allah
dileseydi, sizi tek bir ümmet yapardı." (en-Nahl, 16/93)
"Eğer Allah
dileseydi, birbirlerini öldürmezlerdi." (el-Bakara, 2/253)
"Eğer Allah
dileseydi, elbette onlardan intikam alırdı." (Muhammed, 47/4)
"O ne dilerse
yapandır." (el-Buruc, 85/16)
"O bir şeyi
diledi mi ona emri sadece 'ol' demesidir. O da oluverir." (Yasin, 36/82)
"Bir şeyi
dilediğimiz zaman sözümüz ona sadece 'ol' dememizden ibarettir. O da derhal
oluverir." (en-Nahl, 16/40)
"Allah kimi hidayete erdirmeyi
dilerse, göğsünü İslam'a açar. Kimi de saptırmayı dilerse, onun da göğsünü
daraltır, sıkıştırır." (el-En'âm, 6/25) ve
bunların dışında sayılamayacak kadar pek çok âyet-i kerime buna
delildir.
Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem
şöyle buyurmaktadır:
"Kulların kalbleri Rahman’ın parmaklarından iki parmak arasında tek bir
kalb gibidir. O onları nasıl isterse öyle evirip çevirir."
Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem bir
vadide uyumaları hakkında da şöyle demişti:
"Yüce Allah dilediği vakit ruhlarımızı alıkoydu ve dilediği zaman onları
geri çevirdi."
Yine şöyle buyurmuştur:
"(Hayırlı işler için) iltimasta bulununuz, size de ecir
verilir. Bununla birlikte yüce Allah Rasûlünün dili üzere dilediği hükmü
verir."
Bir başka hadisinde şöyle buyurmaktadır:
"Allah dilerse ve bir de filan kişi dilerse demeyiniz. Bunun yerine
yalnızca Allah dilerse deyiniz."
"Yüce Allah kimin hakkında hayır dilerse, onu dinde fakih (derin bilgi sahibi) kılar."
"Yüce Allah bir
ümmet hakkında rahmet murad ederse o ümmetin peygamberini ümmetinden önce vefat
ettirir. Şayet Allah bir ümmeti helak etmeyi dilerse, peygamberi hayatta iken o
ümmete azab verir." ve bunların dışında yüce Allah'ın meşiet ve
iradesini sözkonusu eden sayılamayacak kadar çok hadis-i şerif, bu mertebeye
delil teşkil eder.