Mucize (benzerinin meydana getirilmesi
için) meydan okumakla birlikte olağan üstü bir hal olup, ona karşı çıkılabilme,
durabilme imkanı da yoktur.
Mucize ya gözle görülüp, kulakla duyulan
türden maddi olur, kayanın içinden dişi devenin çıkması, asanın yılana
dönüşmesi, cansızların konuşması ve benzerlerinde olduğu gibi. Ya basiret ile
görülebilen manevi türdendir. Kur'an mucizesi gibi.
Peygamberimiz Sallallahu aleyhi
vesellem'e bu türlerin hepsinden de mucize verilmiştir. Ondan önceki
peygamberlerin herbirisine verilen bütün mucizelerin daha büyük bir benzeri
mutlaka bizim peygamberimize de verilmiştir. Hissedilen maddi mucizelerden
bazıları:
- Ayın yarılması,
- Kütüğün Peygamber efendimize özlem
duyarak inlemesi,
- Peygamberin şerefli parmakları
arasından suyun kaynaması,
- Pişmiş koyunun kolunun konuşması,
- Yemeğin tesbih getirmesi ve buna
benzer sahih haberlerin mütevatiren bildirdiği pekçok mucize.
Fakat bu mucizeler de diğer
peygamberlerin dönemlerinin sona ermesiyle birlikte geçip giden mucizelerde
olduğu gibi geçip gitmiştir, geriye sadece onlar ile ilgili anlatılanlar
kalmıştır. Ancak Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem'in ebedi kalıcı mucizesi
akıllara durgunluk veren, özellikleri, bitmek tükenmek bilmeyen:
"önünden de, arkasından da batıl
kendisine erişmeyen, hikmeti sonsuz, her hamde layık olan (Allah)
tarafından indirilmiş bulunan" (Fussilet, 41/42)
bu Kur'ân-ı Kerim'dir.