Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:
"O halde tutuşturucusu insanlarla
taşlar olan ve kâfirler için hazırlanmış bulunan o ateşten sakının. İman edip
salih amel işleyenlere de şunu müjdele! Gerçekten onlar için altlarından
ırmaklar akan cennetler vardır..." (el-Bakara,
2/24-25) ve bunların dışında sayılamayacak kadar çok âyet-i
kerime.
Sahih(-i Buhari ve Müslim) de Peygamber
Sallallahu aleyhi vesellem'in gece namazına kalkarken şu duayı yaptığı
zikredilmektedir:
"Hamd, yalnız sanadır. Hak olan sensin. Senin va’din de haktır, sana
kavuşmak ta haktır. Sözün de haktır, cennet te haktır, cehennem ateşi de haktır.
Bütün peygamberler de haktır. Muhammed Sallallahu aleyhi vesellem de haktır,
kıyamet te haktır..."
Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem
efendimizin şu buyruğu da bu husustaki delillerdendir:
"Her kim Allah'tan başka ilâh olmadığına, onun ortağı bulunmayıp bir ve
tek olduğuna, Muhammed'in Allah'ın kulu ve rasûlü olduğuna, İsa'nın Allah'ın
kulu ve rasûlü, Meryem'e ilka ettiği kelimesi ve kendinden bir ruh olduğuna,
cennetin hak, cehennemin hak olduğuna şahitlik ederse, Allah ameli ne olursa
olsun onu cennete girdirecektir."
Bu hadisi Buhari ve Müslim rivayet
etmiştir. Bir rivayette de şöyle denilmektedir:
"...Cennetin sekiz kapısından dilediğinden onu
girdirir."
Onların varlıklarına ve şu anda
yaratılmış olduklarına, yüce Allah'ın onları baki kılmasıyla ebedi kalacaklarına
ve asla sonlarının gelmeyeceğine kesin olarak inanıp tasdik etmek demektir.
Bunun kapsamına cennetin ihtiva ettiği her türlü nimet ile cehennemin ihtiva
ettiği her türlü azab da dahildir.
Yüce Allah'ın bize onların hazırlanmış
olduklarına dair verdiği haberlerdir. Cennet hakkında şöyle buyurmaktadır:
"Takvâ sahipleri için
hazırlanmış..." (Âl-i İmran,
3/133)
Cehennem hakkında da:
"Kâfirler için hazırlanmış olan o
ateş" (Âl-i İmran, 3/131) diye buyurmaktadır.
Yüce Allah bizlere Âdem ile eşini kendilerine yasak kılınan ağaçtan yemelerinden
önce cennete yerleştirmiş olduğunu haber verdiği gibi, kâfirlerin sabah-akşam
cehenneme arz olunduklarını da haber vermektedir.
Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem de
şöyle buyurmuştur:
"Bana cennet gösterildi de oranın ahalisinin çoğunlukla fakirler
olduğunu, cehennem ateşi de gösterildi de oranın ahalisinin çoğunlukla kadınlar
olduğunu gördüm."
Kabir azabı ve sorgusu ile ilgili
bahiste:
"Bir kimse öldü
mü mutlaka onun... kalacağı yeri kendisine gösterilir..." hadisi daha
önceden geçmiş bulunmaktadır.
Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem
buyuruyor ki:
"(Sıcak zamanlarda) namazı serin vakitlere kadar
bırakınız. Çünkü aşırı sıcaklık cehennemin nefes almasından
ötürüdür."
"Cehennem ateşi aziz ve celil olan Rabbine şikâyette bulunarak şöyle
dedi: Rabbim benim bir bölümüm diğer bir bölümümü yiyip bitirdi. Bunun üzerine
ona iki defa nefes için izin verdi. Birisi kış mevsiminde, birisi yaz
mevsiminde. İşte en ileri derecede duyduğunuz sıcak ile en ileri derecede
duyduğunuz zemherir (soğuğu) bundandır."
Yine Peygamber Sallallahu aleyhi
vesellem şöyle buyurmaktadır:
"Humma (yüksek ateş) cehennemin esintisindendir. Onu su
ile soğutunuz."
"Allah cenneti ve cehennem ateşini yaratınca Cebrail Aleyhisselam'ı
cennete gönderdi ve orayı git gör, dedi..."
Cennet ve cehennem güneşin tutulduğu gün
Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem efendimize arz edildiği gibi İsra gecesi de
ona arz edilmiştir. Bu hususta sayılamayacak kadar çok sahih hadis vardır.
- Cennet Ve Cehennemin Baki Olduklarına Ve Ebediyyen Yok Olmayacaklarına
Delil Nedir?
Yüce Allah cennet hakkında şöyle
buyurmaktadır:
"Bunlar için
orada ebediyyen kalmak üzere altından ırmaklar akan cennetler hazırlanmıştır.
İşte bu en büyük başarıdır." (et-Tevbe, 9/100)
"Onlar oradan
çıkarılacak da değillerdir." (el-Hicr,
15/48)
Yine yüce Allah cennet hakkında şöyle
buyurmaktadır:
"Bu ardı arkası
kesilmeyen bir bağıştır." (Hûd,
11/108)
"İşte muhakkak
bu bizim rızkımızdır. Tükeneceği yoktur." (Sâd, 38/54)
"Takvâ sahibleri ise muhakkak emin
bir makamdadırlar... Onlar orada ilk ölümden başka ölümü tatmazlar." (ed-Duhan, 44/51-56) ve daha başka âyet-i kerimelerle; yüce
Allah hem cennetin ebediliğini, hem oradakilerin hayatının ebedi olduğunu,
hayatlarının asla kesintiye uğramayacağını, onların oradan çıkarılmayacaklarını
haber vermektedir.
Cehennem ateşi hakkında da aynı şey
sözkonusudur. Yüce Allah cehennem hakkında şöyle buyurmaktadır:
"Cehennem
yolundan başkasına; ki onlar orada ebediyyen kalıcıdırlar." (en-Nisa, 4/169)
"Muhakkak Allah
kâfirlere lanet etmiş ve onlar için alevli bir ateş hazırlamıştır. Onlar orada
ebediyyen kalıcıdırlar. Hiçbir veli (dost) ve yardımcı da bulamayacaklar." (el-Ahzab, 33/64-65)
"Kim Allah'a ve
Rasûlüne isyan ederse hiç şüphesiz onun için cehennem ateşi vardır. Onlar orada
ebediyyen kalacaklardır." (el-Cin,
72/23)
Yine yüce Allah şöyle buyurmaktadır:
"Ve onlar
ateşten çıkacak da değillerdir." (el-Bakara,
2/167)
"Onlara
(o azab) hafifletilmez. Onlar o azab içinde ümitsiz kalacaklardır." (ez-Zuhruf, 43/75)
"Onlar hakkında
hüküm verilmez ki ölsünler. Onların üzerinden
(cehennem) azabından bir şey de
hafifletilmez." (Fatır,
35/36)
"Gerçek şu ki kim Rabbine günahkâr
olarak gelirse, onun için cehennem vardır. Orada ne ölür ne de yaşar." (Taha, 20/74) ve daha başka âyet-i kerimeler buna
delildir.
Yüce Allah bu âyet-i kerimelerde ve
benzerlerinde cehennemin cehennem ehli olan kimseler için yaratıldığını,
kendilerinin de onun için yaratıldıklarını, onların orada ebediyyen
kalacaklarını bildirmektedir. Yüce Allah:
"Onlar oradan çıkacak değillerdir."
buyruğu ile oradan çıkmayacaklarını belirtirken, "azab onlara hafifletilmez"
buyruğu ile de cehennem azabının kesilmeyeceğini "sonra orada hem ölmeyecek, hem
de hayat bulmayacaktır." (el-A’la, 87/13) buyruğu
ile cehennemliklerin orada yok olmayacaklarını haber
vermektedir.
Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem de
şöyle buyurmuştur:
"Cehennem ehli olan cehennemliklere gelince; onlar orada ne ölürler, ne
de hayat bulurlar."
Yine Peygamber Sallallahu aleyhi
vesellem şöyle buyurmuştur:
"Cennetlikler cennete, cehennemlikler cehenneme girdikten sonra ölüm
(bir koç suretinde) alınarak cennet ile cehennem
arasında bir yere getirilip sonra boğazlanır. Daha sonra bir münadi şöyle
seslenir: Ey cennet ahalisi, artık ölüm olmayacaktır ve ey cehennem halkı, artık
ölüm yoktur. Bu sebeble cennetlik sevinclerine sevinç katar, cehennem ehlinin
kederlerine keder katılır."
Hadisin bir başka lafzı da şu
şekildedir:
"Herkes bulunduğu yerde ebedi kalacaktır."
Bir diğer rivayette de şöyle
denilmektedir:
Daha sonra Rasûlullah
Sallallahu aleyhi vesellem:
"Sen onları işin bitiriliverileceği o
hasret günü ile korkut! Halbuki onlar gaflet içindedirler. Onlar hala iman
etmezler." (Meryem, 19/39) buyruğunu okudu.
Bu rivayet Sahih(-i Buhari ve Müslim) de
bulunmaktadır. Bu hususta zikrettiklerimiz dışında başka hadisler de
vardır.