Kâinatın işlerinin idare edilmesi
türünden olan var etmek, yok etmek, yaratmak, öldürmek, bir hayır elde etmek
yahut bir kötülüğü defetmek ya da bunların dışında rububiyetin ihtiva ettiği
manalardan herhangi bir hususta Allah ile birlikte tasarruf sahibi bir kimsenin
varlığına; ya da gaybı bilmek, azamet, kibriyâ ve buna benzer O'nun isim ve
sıfatlarının gereği olan hususların herhangi birisinde O'nunla çekişebilecek bir
kimsenin var olduğuna itikad etmektir.
Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:
"Allah insanlara herhangi bir rahmeti
açacak olursa, onu tutacak olmaz. Tuttuğunu da O'ndan başka salıverecek olmaz. O
emrinde galibtir. Her işinde hikmeti sonsuz olandır. Ey insanlar! Allah'ın
üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Gökten ve yerden size Allah'tan başka rızık
veren herhangi bir yaratıcımı var?" (Fatır,
35/2-3) ve devamı âyetler.
"Allah sana bir sıkıntı dokundurursa
onu, O'ndan başka hiçbir kimse gideremez. Sana bir hayır dilerse O'nun lutfunu
geri çevirecek hiçbir kimse yoktur..." (Yunus,
10/107);
"De ki: 'Bana haber verin. Allah'tan
başka şu ibadet ettikleriniz eğer Allah bana bir zarar vermek dilerse, onlar
O'nun zararını giderecekler mi? Veya bana bir rahmet dilerse, onlar o rahmetini
tutabilirler mi?' De ki: 'Bana Allah yeter. Tevekkül edecekler yalnız O'na
güvenip, dayanır.' " (ez-Zümer,
39/38)
"Gaybın
anahtarları O'nun yanındadır. O'ndan başkası bunları kimse bilmez..."
(el-En'am, 6/59);
"De ki:
'Göklerde ve yerde gaybı Allah'tan başka kimse bilemez..." (en-Neml, 27/65);
"O'nun ilminden
kendisinin dilediğinden başka hiçbir şeyi kavrayamazlar." (el-Bakara, 2/255)
Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem de
şöyle buyurmaktadır:
"Yüce Allah buyuruyor ki: Azamet elbisem, büyüklük örtümdür. Her kim
benimle bunlardan birisi hakkında çekişmeye kalkışırsa, ben de onu ateşime
koyarım."
Bu hadis Sahih(-i Müslim)'de yer
almaktadır.