Hayır, yüce Allah'ın bütün isimleri
tevkîfî olup, O'nun Kitab-ı Kerim'inde kendi zatına verdiği isimden yahut Rasûlü
Sallallahu aleyhi vesellem'in O'nun hakkında kullandığı isimlerden başkası O'na
isim verilemez. Yüce Allah'ın kendi zatı hakkında mutlak olarak kullandığı
herbir fiil O'nun hakkında kullanılabilir. Ancak hepsinden isim
türetilemiyebilir. Aksine yüce Allah bunların bir kısmı ile kendi zatını mutlak
olarak vasfetmiştir. Şu buyruğunda olduğu gibi:
"Allah sizi yaratan, sonra size rızık
veren, sonra sizi öldüren, sonra da sizi diriltecek olandır." (er-Rum, 30/40)
Yüce Allah kendi zatına el-hâlik,
er-razık, el-muhyî, el-mumît, el-müdebbir isimlerini
vermiştir.
Kimileri de; yapılan işlere karşılık
olmak üzere Yüce Allah’ın kendi zatı hakkında kullandığı fiillerdir. Bu fillerin
söz konusu edilmesine sebep olan anlatım çerçevesi içerisinde onun hakkında övgü
ve kemal ifade eder.
Yüce Allah'ın şu buyruklarında olduğu
gibi:
"Doğrusu
münafıklar Allah'ı aldatmak isterler. Halbuki onları asıl aldatan O'dur."
(en-Nisa, 4/142)
"Onlar hile
yaptılar, Allah da hile yaptı. Allah hileye karşılık verenlerin en
hayırlısıdır." (Al-i İmran, 3/54)
"Onlar Allah'ı
unuttular, O da onları unuttu." (et-Tevbe,
9/67)
Ancak bu fiillerin sözkonusu edildiği
âyetler dışında yüce Allah hakkında mutlak olarak kullanılmaları caiz değildir.
Buna göre yüce Allah hile yapar, aldatır, alay eder ve benzeri sözler söylenmez.
Aynı şekilde; o hileci, aldatıcı, alay
edicidir de denilmez. Bunu ne müslüman, ne aklı başında bir kimse söyler.
Şüphesiz yüce Allah kendi zatını hile, aldatma ve tuzak kurmakla ancak haksız
yere bu işleri yapan kimselerin yaptıklarına karşılık (ceza) olmak üzere kendi
zatını nitelendirir. Bu gibi hallere adaletle karşılık ve ceza vermenin
yaratılmışlar tarafından bile güzel olduğu bilindiğine göre; herşeyi bilen,
mutlak adaletli, hikmeti sonsuz, herşeyin yaratıcısı Allah hakkında bu nasıl
güzel görülemez?