Peygamber efendimizin şu buyrukları
örnek olarak verilebilir:
Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem
buyurdu ki:
"Onun hicabı nurdur. Onu açacak olsa yüzünün parıltıları yarattıklarından
basarının ulaştığı herbir şeyi mutlaka yakardı."
"Allah'ın sağ (el)ı dopdoludur. Gece-gündüz durmadan harcar. Gökleri ve
yeri yarattığından beri harcadıklarını bir düşünün. Bu dahi onun sağında
bulunanları eksiltmemiştir. Arşı da su üzerindedir. Diğer elinde ise feyz yahut
kabz vardır. Yükseltir ve alçaltır."
Deccal'in sözkonusu edildiği
hadiste de şöyle buyurmuştur:
"Şüphesiz Allah
size gizli kalmaz (onu tanıyacaksınız). Şüphesiz Allah'ın bir gözü kör
değildir." diyerek eliyle gözüne işaret buyurdu.
İstihâre hadisinde de şöyle
buyurmaktadır:
"Allah'ım, ilminle senden hayrı istiyorum. Kudretinle muktedir olmayı
dilerim. Pek büyük fazlından (lütf-u
kereminden) senden
dilerim. Çünkü şüphesiz sen güç yetirensin, bense güç yetiremem. Sen bilirsin,
ben bilemem. Sen bütün gaybları bilensin."
Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem'in
şu buyrukları da buna örnektir:
"Şüphesiz sizler ne sağır birisine, ne de gaib (hazır olmayan) birisine dua ediyorsunuz. Sizler Semi' (herşeyi işiten), Basir (herşeyi gören), Karib (pek yakın olan) bir zata dua ediyorsunuz."
"Yüce Allah bir emri vahyetmeyi murad ettiği vakit vahiy ile konuşur..."
Ba's (ölümden sonra diriliş)in
sözkonusu edildiği hadiste de şöyle buyurmaktadır:
"Yüce Allah şöyle buyuracak: Ey Âdem! Adem: Emret, buyur
diyecek."
Yüce Allah'ın hesab için bekleyecekleri
yerde (mevkıfte) kullarına söz söylemesi, cennet ehli ile konuşması, hadisleri
ve bunun dışında sayılamayacak kadar pek çok hadis bunlara örnektir.