Yüce Allah bu hususta şöyle
buyurmaktadır:
"Biz sana da
kitabı hak ile kendinden önce indirilen kitabları doğrulayıcı ve onlara karşı
bir şahid olmak üzere indirdik." (el-Maide,
5/48)
"Bu Kur'ân'ın
Allah'tan başkası tarafından uydurulması olacak bir şey değildir. Fakat o
kendisinden öncekileri doğrulamakta ve o kitabları açıklamaktadır. Onda hiç
şüphe yoktur, o âlemlerin Rabbindendir." (Yunus, 10/37)
"O (Kur'ân) uydurulan bir söz
değildir. Fakat kendisinden önce olanları doğrulayıcı, insanlara gerekli
herşeyin açıklayıcısı, iman edecek bir topluluk için de hidayet ve
rahmettir." (Yusuf, 12/111)
Tefsir alimleri "müheymin"
(el-Maide, 5/48'de; bir şahit) lafzı hakkında şunları
söylemişlerdir:
Kendisinden önceki kitablara karşı bir
şahit, güvenilir bir ölçü ve onları doğrulayıcı anlamındadır. Yani Kur'ân-ı
Kerim bu kitablardaki doğru hususları tasdik ederken, bu kitablarda ortaya
çıkmış olan tahrifleri, değiştirmeleri ve değişiklikleri kabul etmez. Bu
kitablar hakkında (yerine göre) hükümlerinin nesh olduğunu yahutta (yerine göre)
hükümlerini takrir edip, kabul ettiğini hükmeder. Bundan dolayı ökçeleri üzerine
dönüp gitmeyen kimseler arasında olup, önceki kitablara sımsıkı sarılan herkes
bu kitaba boyun eğmiştir.
Nitekim yüce Allah şöyle buyurmaktadır:
"Ondan önce kendilerine kitab
verdiğimiz kimseler ona inanıyorlar. Onlara okunduğunda da dediler ki: 'Biz ona
iman ettik. Çünkü o Rabbimiz tarafından (indirilmiş) haktır. Muhakkak biz
ondan önce de müslümanlardan idik.' " (el-Kasas,
28/52-53) ve daha başka âyet-i kerimeler.